15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmi geçit töreni düzenlendi.
Tören, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramlarını kutlamasıyla başladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın cevabi mesajının teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı’na takdim edildi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz,KKTC’nin 41’inci kuruluş yılını kutlayarak başladığı konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk milletinin selam ve sevgilerini iletti, “KKTC’ye 41 kere maşallah” dedi.
15 Kasım’ın Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Yılmaz, “15 Kasım sahip olduğu mücadele ruhundan ödün vermeyen Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini ilan ettiği, bağımsızlığından taviz vermeyeceğini ve asla esaret altına yaşamayacağını ilan ettiği gündür” vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türkü’nün adadaki asli unsurlardan biri olduğunu ve 20 Temmuz 1974’ün’de 50’nci yılının idrak edildiğini anımsatan Yılmaz,1974 Mutlu Barış Harekatı’nın düzenlenmesinde öncülük eden merhum yöneticiler Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı da andı.
Barış harekatının yarattığı özgürlük ortamının KKTC’nin ilanına imkan sağladığını ve tüm adaya barış getirdiğini söyleyen Yılmaz, Kıbrıs Türkleri bağımsızlık yolunda adım atarak milli bir irade ortaya koyduğunu söyledi.
Adadaki tek meşru devletin KKTC olduğunu, dalgalanan bayrakların da huzur ve güvenliğin teminatı olduğunu kaydeden Yılmaz, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Küçük, Mehmetçik, Mücahit ve tüm kahramanları rahmet, minnet ve şükranla andı.
Kıbrıs meselesinin milli bir dava olduğunu ifade eden Yılmaz, Rumların ortaklık devletini gasbının üzerinden 60 yıl geçtiğini hatırlattı.
Tüm müzakere süreçlerinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma için çalışan tarafın da daima Kıbrıs Türk tarafı olduğuna işaret eden Yılmaz, “Rumların ise uzlaşmaz bir tavır sergiledikleri tarih kayıtlarına geçmiştir” dedi.
1963’te ortaklık devletini silah zoruyla yıkan, Annan Planı’nı reddeden ve Crans Montana’da masada kaçanın da Rum tarafı olduğunu anımsatan Yılmaz, hakikati gören gözlere, tarih şuuruna sahip Türk milletiyle Rumların siyasi eşitliği asla paylaşmak istemediğine vurgu yaptı.
Yılmaz, “Denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış, eski sürüm BM parametreleri ile kaybedecek vakit yoktur. Cumhurbaşkanı Tatar’ın ortaya koyduğu 2 devletli çözüm vizyonunun yanında ve arkasındayız. Federal çözüm modeli artık söz konusu değildir. Gerçeği duymak istemeyenler olsa da, adada 2 ayrı halk ve 41 yıllık bir KKTC devleti vardır. Uluslararası toplum da bunu kabul etmelidir. Topluluk ilkelerini çiğneme pahasına Rum tarafı Avrupa Birliği’ne kabul edilmiş, Kıbrıs Türkleri haksız izolasyonlara maruz bırakılmıştır. Tanınmayı istemek de en doğal haktır. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na hitabında da ifade ettiği gibi ‘Uluslararası toplum KKTC’yi tanımalı, diplomatik ve sosyal ve siyasi ilişki kurmalıdır’ ” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın,Azerbaycan ve Bişkek’teki TDT zirvelerine katılmasının da Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına destek için verilen bir mesa olduğunu ifade eden Yılmaz, bu haklı davadan vazgeçilmesini kimsenin beklememesi gerektiğini söyledi.
Yılmaz, Anavatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin ve Kıbrıs Türkü’nün her zaman yanında olacağını ve çıkarlarının korunması için var gücüyle desteğe devam edeceğini de belirtti.
Doğu Akdeniz’in bir barış denizi olması için çalışmaların süreceğini de dile getiren Cevdet Yılmaz, “Bölge güçleri ve dış emperyalist çabalar sonuç vermeyecek, Filistin davasına da desteğimiz sürecek, Gazze’deki katliamlara karşı duruşumuzu sürdüreceğiz, mazlumun yanına durmak akılcı olduğu kadar onurlu bir davranıştır. Başkalarından yardım beklemeden çalışacak, Kıbrıs’taki dayanışmamız gibi Filistin’dede dayanışmamızı sürdüreceğiz” dedi.
Kıbrıs Türü’nün kendi vatanında hak ettiği refah içinde yaşaması ve sürdürülebilir bir ekonomik yapının öncelikleri olduğunu da söyleyen Yılmaz, “Ulu önder Atatürk’ün de dediği gibi; askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça eksik olur. İzolasyonlara karşı el birliği ile çalışıyoruz. Mali işbirliği anlaşması, tarımsal sulama, enerji arz güveliği, sosyal konutlar ve e-devlet çalışmalarına yenileri de eklenecek.Dün inşa edilen ve donatılan 24 Aralık 1963 Girne Aker Hastanesi askerler, TC ve KKTC vatandaşlarının kullanımına sunuldu, hayırlı olsun. Bu önemli tarih de hastane ile ölümsüzleşmiş oldu.
Anavatan’ın desteği ile KKTC her yıl daha da ileri gidecek. KKTC’nin yaşam standarlarını yükselterek,geleceği güven altına alacağız.Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nciyüzyılında da Türkiye yanınızda olmaya devam edecek ve bu Kıbrıs Türkleri’nin de yüzyılı olacak. KKTC’nin asırlık bir çınara dönüşmesini diliyorum Yaşasın TC, yaşasın KKTC” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkı’nın bu topraklarda çok acılar çektiğini, göçler yaşadığını ve soykırımlardan geçtiğini ama hiç yılmadığını belirtti.
Kıbrıs Türk Halkı’nın başka milletlerin esareti altında yaşamamak için, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş ve İstiklal savaşlarında verdiği mücadele gibi Rum Yunan ikilisine karşı direndiğini söyleyen Tatar, 41 yıl önce Rauf Raif Denktaş öncülüğünde Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin oy birliği ile Kıbrıs Türkü’nün meşru istek ve iradesine uygun olarak KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak ilan ettiğini anlattı.
Kıbrıs Türk Halkı’nın, zor süreçlerden geçmiş, kendi devletini kurmuş ve bağımsızlık ve hürrüyetin ne olduğunu bilen bir halk olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın zor süreçleri Anavatan Türkiye sevgisi ile yürütebildiğini kaydetti…
Cumhurbaşkanı Tatar, Egemenlik temelinde sürdürülen milli davanın dayanağının Kıbrıs Türk Halkı’nın özden gelen hakkı olduğunu ve pazarlığa tabi olmadığının altını çizdi.
Tatar “Artık egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz kabul edilirse ancak masaya oturacağımızı her platformda haykırıyoruz” diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bunu her platformda seslendirmesi ile yeni siyasetin zeminin güçlendiğini söyledi.
Sürdürülen yeni siyaseti Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer platformlarda anlatmaya devam ettiklerine dikkati çeken Tatar, her ortamda Kıbrıs Türk Halkı’na destek veren ve haklı davasını anlatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm Büyükelçileri’ne de teşekkür etti.
Tatar, Ekim ayında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in davetiyle gerçekleştirilen gayrıresmi yemekte izolasyonların artık kalkması gerektiğini ifade ettiğini ancak aksine son zamanlarda Rum tarafının turizm, eğitim, inşaat ve emlak sektörüne saldırmasının KKTC’ye zarar verme niyetinde olduklarını ama bu girişimlerinin beyhude olduğunu söyledi.
KKTC‘nin haklı davasından ve temel ilkelerinden asla vazgeçmeyeceklerini de söyleyen Tatar, karşı taraf ile egemenlik temelinde iş birliğine hazır olduklarını vurguladı.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin anavatanların da yer alacağı geniş katılımlı bir toplantı için arayış içerisinde olduğunu da aktardı.
“Kıbrısta iki eşit devlet modeli bizler için artık vazgeçilmezdir” diyen Tatar, adanın ne güzelliklerini ne de zenginliklerini paylaşmak istemeyenin Rum tarafı olduğunu vurguladı.
Tatar “Bizim yolumuz Mücahidin yoludur, Türkiye ile birlikte yolumuzdur. Kıbrıs Türk Halkı olarak bu topraklarda tek istediğimiz umutla geleceğe yürüyebilmek, barış ve huzur içinde yaşayabilmektir. Kimsenin hakkında gözümüz yok Biz kendi hakkımızın arayışı içerisindeyiz” diye konuştu.
KKTC’nin ekonomik gelişimi, refahı ve gelişmişliğini artırmak için her türlü çaba içerisinde olduklarını da söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Başbakan Ünal Üstel ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin güçlü işbirlikleri yaptıklarını anlattı ve yeni mali protokolün bir an önce hazırlanarak yürürlüğe girmesinin en büyük temennisi olduğunu ifade etti.
Tatar “Dünyada krizlerin olduğu bir dönemde KKTC’nin mali durumunun daha da güçlenmesi önem taşıyor” diyerek, KKTC’nin gelişmesinin ona olan inancı daha da artıracağını belirtti.
Tatar konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan işbirliklerine de işaret etti…
Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan temas ve işbirlikleri sayesinde KKTC’ye yatırımların arttığına da işaret eden Tatar, bunun da Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’ye sahip çıktığının bir göstergesi olduğunu ifade etti ve “Türkiye Cumhuriyeti ile yaptığımız bir takım anlaşmalar çok daha güçlü adımlarla yürütebilmemizin garantisidir” dedi.
Tatar, bölgede yaşananlara bakıldığında Mavi Vatanın ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü kaydederek, KKTC’nin bütün Türk dünyasının en güneydeki bir serhat vatanı olduğunu belirtti.
Kıbrıs Türk Halkı’nın yalnız olmadığına da işaret eden Tatar, “Bizim arkamızda 85 milyon Türkiye ve yurt dışında yaşayan binlerce Kıbrıslı Türk vatandaşımız vardır” dedi.
Konuşmaların ardında tören halk dansları gösterileri, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği Konseri ve resmi geçit ile tamamlandı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)